Bebeklerde Trombosit Düşüklüğü ve Yüksekliği

853 kez görüntülendi

Sponsorlu Bağlantılar

Bebekler dünyaya geldiklerinde nabız sayısı, kan basıncı, kan değerleri ve daha pek çok açıdan özellikleri yetişkinlerden farklıdır. Bu değer farklılıkları bazen normal kabul edilse de bazen belli bir hastalığın habercisi olabilir. Bebeklerde trombosit düşüklüğü/ yüksekliği de duruma göre bazen normal kabul edilir, bazen ise sebebi büyük bir ciddiyetle araştırılması gereken bir probleme işaret eder.

Trombosit Nedir?

Kan; besin ve oksijeni hücrelere taşımak, atık maddeleri vücuttan uzaklaştırmak, vücudu mikroplardan korumak, vücut sıcaklığını ayarlamak gibi vücut için birçok önemli görevi yerine getirir. Bu görevler kan plazması ve kan hücreleri tarafından yerine gerçekleştirilir. Trombositler de akyuvar ve alyuvar hücreleri gibi bu hayati görevleri yerine getiren kan hücrelerinden biridir. Diğer kan hücreleri gibi kemik iliğinde üretilir.

Trombositler platelet (PLT) ya da kan pulcukları adıyla da bilinir. Damarlardan birinde herhangi bir hasar meydana geldiğinde kan pulcukları sayısını artırarak hasarın olduğu bölgeye gider. Burada kanın pıhtılaşmasını sağlayarak yaralı bölgeyi kapatır ve kanamayı durdurur.

Bebeklerde Ortalama Trombosit Hacmi Ne Olmalıdır?

Kandaki trombosit değerini ölçmek için hemogram testi yaptırılmalıdır. Bunun için aile sağlığı merkezleri ya da hastanelerde kan vermeniz yeterli olacaktır. Yapılan test sonuçlarında yetişkinlerde normal kabul edilen ortalama PLT aralığı her mikro litre kan için 150 000 ile 400 000 arasıdır. Bu aralık bebeklerde farklılık gösterir ve bazen 130 000-350 000 mm3 aralığı bile normal kabul edilebilir.

Bebeklerde Trombosit Düşüklüğü (Trombositopeni)

Kandaki trombosit sayısının 1 mikro litre kanda 150.000’in altında olması durumuna trombositopeni denir. Bu değer bebeklerde 130 000 mm3 olarak sınır kabul edilebilir. Hemogram sonuçlarının 130 000 mm3’ün altında olması bebeklerde trombosit düşüklüğü problemini aklına getirir. Kesin tanı için fiziksel muayene, tanı testleri, kan yayması ve kemik iliği testlerinin yapılması da istenebilir.

Trombositopeni Sebepleri:

Kan pulcuklarının beklenen değerin altında kalmasının sebepleri aşağıdaki gibi sıralanabilir.

  • Gebelik süresince anne adayının kan basıncının normal düzeyde seyretmemesi sonucunda yenidoğanlarda PLT değerinin azalması
  • Bebeğin kemik iliklerinde oluşan enfeksiyon ve benzeri problemlerden dolayı yeterli trombosit üretilememesi
  • Gebelik süresince anne adayının kullandığı ya da doğum sonrası bebeğin aldığı bazı ilaçların yan etkileri
  • Bağışıklık sisteminin herhangi bir sebepten dolayı bebeğin kan pulcuklarını yabancı bir madde gibi algılayıp yok etmesi
  • Dalağın gereğinden fazla kan pulcuğu tutması
  • Viral ya da bakteriyel enfeksiyonlar
  • Toksik kimyasallara maruz kalma
  • Anne ile bebek arasında kan uyuşmazlığı
  • Kemik iliği hastalıkları
  • Lösemi
  • Dermatit ve tekrarlayan enfeksiyonlarla karakterize edilen Wiskott- Aldrich (WAS) sendromu ya da MYH9 geni ile bağlantılı oluşan May- Hegglinn Anomalisi gibi kalıtsal bozukluklar.

Problemin görülme olasılığının erken doğan bebeklerde, zamanında doğan bebeklere nazaran daha yüksek olduğu unutulmamalıdır.

Belirtileri:

Aşağıdaki belirtilerin görülmesi durumunda bebeklerde PLT düşüklüğü akla gelebilir.

  • Akyuvar (lökosit) ve alyuvar (eritrosit) hücreleri hacimlerinde azalma görülmesi.
  • Basit ve küçük kesiklerde bile uzun süreli kanama.
  • Açıklanamayan burun kanamaları.
  • Diş fırçalarken diş etlerinde kanama.
  • Deride küçük kırmızı lekeler veya morarma.
  • Gözün beyaz kısmında veya ciltte sarılık.

Tedavisi:

Trombositopeniye neden olan duruma göre uygulanacak olan tedavi yöntemi de değişir. Bebeklerde ve yenidoğanlarda genellikle tedavi gerekmez ve problem kendiliğinden ortadan kalkar. Böyle bir durumda düzenli aralıklarla kan sayımı yapılarak bebeğin PLT değerlerinin takip edilmesi  gerekir.

Tedaviye başlamanın gerekli olduğu durumlarda problemin sebebine bağlı olarak; kortikosteroidler, bağışıklık baskılayıcı ilaçlar, kan ya da trombosit transfüzyonları gibi yöntemler uygulanabilir. Nadiren de olsa bazı durumlarda dalağın alınması gerekebilir. Ciddi düzeylerde seyreden trombositopeni tedavi edilmediğinde iç kanamalara sebep olarak beyin ve diğer vücut sistemlerine zarar verebilir.

Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaş

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.


Yukarı Çık